30 Nisan 2024 , Salı
Ana Sayfa / Sağlık / ‘Sözümü kesme!’

‘Sözümü kesme!’

Toplumda kadınların sesi, sohbetlerde, sözlü tartışmalarda kendi hâkimiyetlerini oluşturan kendine aşırı güvenli erkekler tarafından susturuluyor mu?
Böyle düşünen kadınların sayısı oldukça fazla.
Bilimsel çalışmalar da kadınları haklı çıkarıyor.
Üç bin yıl önce, medeniyetlerin kendi kanunlarını yazmaya başladığı dönemde, kadınların ne zaman ve nasıl konuşması gerektiği tartışılan konulardan biriydi.
‘Yersiz konuşan kadının dişlerine tuğlayla vurulur’
Tarihçi ve televizyoncu Amanda Foreman, şimdi Irak’ın kuzeyine denk gelen coğrafyada MÖ 2400 civarında Entemena ve Urukagina yazıtlarında yer alan ilk yasalarda “Eğer bir kadın yersiz konuşursa, dişleri bir tuğlayla paramparça edilir” ifadelerinin yer aldığını söylüyor.
Bu tehdit, sonraki yüzyıllarda da kadına karşı tutumu az çok anlatan bir ifade.

Kadınlar toplantılarda çok dinleyip az mı konuşuyor?
Bugünün dünyasında ise kadının konuşma hakkı, dünyanın birçok yerinde yasalarla koruma altında.
Ama kadınlar ve erkekler arasında konuşma dağılımı ne kadar adil?
ABD, kadın haklarında büyük mesafe kateden ülkelerden oldu. Şimdi, başkanlık yarışındaki güçlü adaylardan biri kadın.
Fakat, Princeton Üniversitesi ve Brigham Young Üniversitesi’nin ortak araştırmasına göre, kadının toplumda temsil edilmesine ilişkin büyük gelişme kaydedilse de toplantı masalarında en çok konuşanlar yine erkekler oluyor.
Araştırmacılar, toplantı odalarında en az beş kişiden oluşan 94 farklı grubu inceledi.

Bilim insanları, toplantı odalarında kadın ve erkekler arasında büyük oranda dengesizlik olduğunu ortaya koyuyor.
Sessiz Cinsiyet’ başlıklı araştırmayı yürütenlerden Chris Karpowitz ve Tali Mendelberg, bulgulara ilişkin şunları söylüyor:
“Kadınların konuştuğu zaman dilimi, nispi temsillerinden çok daha düşük, erkeklerin konuşma zamanından yüzde 75 daha azdı.”
“Kadınların gruba özgün ve önemli katkısı var, ama en azından bazı durumlarda bu katkı yok oluyor.”
Ailenin etkisi
Bazı araştırmacılar, erkeklerin tartışmalarda kadınlar üzerinde egemenlik kurmalarının, çocukluk dönemlerine dayandığı görüşünde. Erkek ve kız çocuklarından, çoğu zaman bilinçsizce farklı rollere bürünmeleri bekleniyor.
Araştırmaya göre, orta sınıf aileler arasında, babalar, 2-5 yaşlarındaki çocuklarının sözünü annelerine kıyasla daha fazla kesiyor.
Hem anne hem de baba, kız çocukların sözünü ise erkek çocuklarından daha fazla kesiyor.

Bazı uzmanlara göre erkek çocuklar “kadınların sözün kesmeyi ailede öğreniyor.”
Dil bilimi uzmanı Profesör Jennifer Coates ‘Women, Men ve Language / Kadınlar, Erkekler ve Dil’ adlı kitabında “Kızlara verilen mesaj, erkeklere kıyasla sözlerinin daha çok kesilebileceği ve erkek çocuklara kıyasla konuşma haklarının daha az olduğu” diyor.
Bazı kadınlar bu dengesizliğin önüne geçilebileceği görüşünde.
Peki çözüm önerisi ne?
BBC’ye konuşan İzlanda Üniversitesi Cinsiyet Eşitliği bölümünde görevli akademisyen Silja Bara Omarsdottir, ‘en azından yılda bir gün bir toplantıda erkeklerin, kadınların görüşlerini dinlemeden konuşmasına izin verilmemesini’ umduğunu söylüyor.

Silja Bara Omarsdottir, “Erkekler hemen lafa girip konuşmaya başlıyor” diyor.
Omarsdottir, toplantılarda genellikle bir kadının konuşma sırasının kendisine gelmesini beklediğini, bir erkeğin ise bu tip endişeler duymadan tartışmaya doğrudan atlayıp hemen konuşmaya başlayarak kadınların konuşmasına engel olduklarını belirtiyor.
Omarsdottir’in umduğu toplantı aslında Saint Mary’s Üniversitesi’nde işletme bölümünde görevli Kanadalı Profesör Judy Haiven tarafından hayata geçiriliyor.
Haiven, sınıflarında ilk sözü erkeklerin almasına kesinlikle izin vermiyor.
Ona göre, açık oturumları erkeklerin tekeline almaması için bu uygulama yaygınlaştırılmalı.

İngiliz akademisyen Mary Beard, farkındalığın artması gerektiği görüşünde.
Fakat bu kadar katı bir müdahalenin meseleyi çözmekte etkili bir yol olmadığını düşünenler de var.
İngiliz klasik edebiyat uzmanı ve televizyoncu Profesör Mary Beard, kamuda kadının sesini yükseltmenin hızlı bir çözüm yolu olmadığını söylüyor:
“Bu varsayımlar ve önyargılar bizim kültürümüz, dilimiz ve tarihimizde birbirine geçmiş, bütünleşmiş. Bunların ayrımını yapamadığınız sürece, doğruyu da bulamazsınız.” BBC.

Hakkımızda zafer

Ayrıca Kontrol Et

Hekimler, vergi kesintileri eylemini sürdürüyor…

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası‘nın (SES), aile …

LÖSEV’DEN KOLİ KOLİ MUTLULUK!

“Ramazan ayında yoksul bir aileyi doyurmak, hasta bir çocuğu iyileştirmek, gözü yaşlı bir anneyi gülümsetebilmek …

Hekimler ’14 Mart Tıp Haftası’ Kapsamında Buluştu…

14 Mart Tıp Haftası hakkında açıklamalarda bulunan Adana Tabip Odası Başkanı Dr. Ahmet Suntur, “Hekimler her zaman …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir