Hekim ve Sağlık Çalışanlarından Şiddetsiz, Güvenli, Güvenceli, Demokratik bir yaşam için Beyaz Yürüyüş düzenledi. Adana Tabip Odası Başkanı Dr. Ahmet Suntur, “Zor zamanlardan çıkamadık” dedi.
Adana Kasım Gülek Köprüsünde bir araya gelen hekim, sağlık çalışanlarının Beyaz Yürüyüşüne meslek örgütü Başkan ve Üyeleri ile siyasi parti temsilcileri katılarak destek verdi.
HER GEÇEN GÜN AĞIR DARBELER ALIYOR
Uğru Mumcu Meydanına kadar beyaz önlükleri ile yürüyen hekim ve sağlık çalışanları adına basın açıklamasını okuyan Adana Tabip Odası Başkanı Dr. Ahmet Suntur, “Zor zamanlardan çıkamadık. Geçen yıl bugün sizlere Adıyaman Saat Kulesinin altında, saat 04:17’de durmuşken, bir mendil niye kanar diye sormuştuk Cansever’ce. Şimdiyse, yönetilemeyen, kısmen ertelenen ekonomik krizin ayak sesleri yükselip, üzerinden bir yıldan fazla zaman geçen depremin toplum sağlığına dönük etkileri hafifletilemez, pandeminin artçı etkileri sürüp, insanlarımız pek çok kronik sağlık sorunu ile kalakalmış, yoksulluk daha da derinleşmişken, demokrasi, hukuk, insan hakları ve ifade özgürlüğü her geçen gün ağır darbeler alıyor. Peki biz hekimler; yok sayıldığımız, tüketim nesnesine dönüştürülen sağlığın araçları olarak tepe tepe kullanıldığımız, ölümüne çalıştırıldığımız, emeğimizin değersizleştirildiği koşullarda neler yapabiliriz, bu zorlukların üstesinden birlikte gelebilir miyiz?”
Suntur, “14 Mart’a giderken 14 talebimizle yeniden hatırlatıyoruz” diyerek taleplerini yeniledi.
Adana Kasım Gülek Köprüsünde bir araya gelen hekim, sağlık çalışanlarının Beyaz Yürüyüşüne meslek örgütü Başkan ve Üyeleri ile siyasi parti temsilcileri katılarak destek verdi.
HER GEÇEN GÜN AĞIR DARBELER ALIYOR
Uğru Mumcu Meydanına kadar beyaz önlükleri ile yürüyen hekim ve sağlık çalışanları adına basın açıklamasını okuyan Adana Tabip Odası Başkanı Dr. Ahmet Suntur, “Zor zamanlardan çıkamadık. Geçen yıl bugün sizlere Adıyaman Saat Kulesinin altında, saat 04:17’de durmuşken, bir mendil niye kanar diye sormuştuk Cansever’ce. Şimdiyse, yönetilemeyen, kısmen ertelenen ekonomik krizin ayak sesleri yükselip, üzerinden bir yıldan fazla zaman geçen depremin toplum sağlığına dönük etkileri hafifletilemez, pandeminin artçı etkileri sürüp, insanlarımız pek çok kronik sağlık sorunu ile kalakalmış, yoksulluk daha da derinleşmişken, demokrasi, hukuk, insan hakları ve ifade özgürlüğü her geçen gün ağır darbeler alıyor. Peki biz hekimler; yok sayıldığımız, tüketim nesnesine dönüştürülen sağlığın araçları olarak tepe tepe kullanıldığımız, ölümüne çalıştırıldığımız, emeğimizin değersizleştirildiği koşullarda neler yapabiliriz, bu zorlukların üstesinden birlikte gelebilir miyiz?”
Suntur, “14 Mart’a giderken 14 talebimizle yeniden hatırlatıyoruz” diyerek taleplerini yeniledi.